İlk oyunda yaşatılan gerçekçi savaş ortamı, bir askerin
ülkesinden uzakta yaşayacağı zorlukları hissettiriyordu. Afganistan’da birçok
kez çaresiz kalıyorduk kontrol ettiğimiz karakterle birlikte, diğer FPS
oyunlarındaki gibi tek başına dünyayı dize getiren kahraman yerine, verilen
emirleri yerine getirmeye çalışan sıradan bir askeri yönetiyorduk. MoH’u
sevdiren bu olmuştu bana ve elbette müzikleri. Oyun BF 3’ün ve MW 3’ün elbette
gerisindeydi, ama çok fazla hakkı yenmişti. Warfighter da birçok oyun sitesi tarafından
düşük puanlarla karşılandı. İnsanlar ilk oyundan bile kötü olduğunu
söylüyorlardı, oyun editörü olan insanlar. Ben yine şüphe ile yaklaştım ilk
inceleme puanlarına. Warfighter’ın 100 üzerinden 50 alması, 10 üzerinden 3-4
puana layık görülmesi çok gerçekçi gelmemişti. Piyasada bitmek tükenmek
bilmeyen CoD goygoyculuğunun da etkisi vardı tabi. Kimse kusura bakmasın;
objektif olarak MoH’a ‘iade-i itibar’ yazısı olacak bu, linç edilen yapımın
dürüstçe artılarının ve eksilerinin sıralandığı.
Medal of Honor, iki sene öncesine göre çok daha fazla
propaganda unsurlarına sahip. Birleşik Amerika ordusunun ne kadar yüce(!)
olduğunu, askerlerin nasıl birer kahraman olduğunu içeren mesajlar var. Olayın
bu kısmıyla ilgilenmeyeceğim, milliyetçi boyutunu ve siyasi temasını perspektif
dışında bırakarak direkt konuya dalıyorum. Pakistan’da dünyayı ve özellikle
ABD’yi tehdit eden gruplar bulunuyor. Afganistan’da savaşan Dusty, Vodoo,
Mother gibi karakterler de artık özel bir tim şeklinde çalışıyor. Dusty masa
başında organize ediyor grubu ve kontrol ettiğimiz Preacher’a diğer önemli
karakterler eşlik ediyor. Pakistan ile Birleşik Devletler arasında resmi bir
savaş olmadığı için, birçok görevi yasal olmayan yollarla sessiz sakin
hallediyoruz. Gürültü patırtı çıktığı zaman da resmiyete bir şey yansımıyor
tabi oyunun hikayesinde.
Medal of Honor Warfighter sadece savaş ortamını ve
askerlerin buradaki hayatını ele almıyor. Diğer oyunlardan farklı olarak
onların aile yaşantıları da konu oluyor oyuna. Ara videolarda sürekli olarak
Preacher’ın özel hayatında yaşadığı sorunları izliyoruz. Bu videoların çok
güzel hazırlandığını söylemeliyim. Görüntüler muazzam, sanki film izliyormuş
gibi hissediyor insan.
Oynanış temellerinde bir değişiklik yok, ancak ilk oyundaki
gerçekçi savaş ortamı ‘sınırsız mermi’ gibi özelliklerle birlikte terk edilmiş
maalesef. Afganistan’da yeri geliyor mermisiz kalıyor, yeri geliyor sayıca
bizden çok üstün olan düşmanlar tarafından abluka altına alınıyorduk. Savaşın
bir insanı ne kadar çaresiz durumlara düşürebileceği resmediliyordu adeta.
Ancak Warfighter’da bu tür sahnelerin sayısı oldukça az. Öncelikle taşıdığımız
ikinci silahların mermisi sınırsız, bitmiyor. Ana silahımızla da mermi sorunu
yaşamıyoruz, istediğimiz an silah arkadaşlarımızdan edinme imkanı sunuluyor
çünkü. Ayrıca bazı görevlerde tüm işi Preacher yapıyor, diğerleri seyrediyor.
Yani ilk oyunda olmayan ‘Cüneyt Arkın’ modu, maalesef bu oyunda mevcut.
Oyunun büyük bir bölümü Pakistan’da geçiyor. Tıpkı ilk
oyunda olduğu gibi yine mükemmel bir atmosfer sunulmuş. Afganistan’daki
tehlikeli dağlar, yerini harabe binalarla dolu yıkık şehirlere bırakmış.
Görevler oldukça çeşitli, bazen birilerini kurtarmaya gidiyoruz, bazen
birilerini canlı ele geçirip sorgulamaya. Sadece silah elimizde koşturup adam
vurmuyoruz. Kendinizi bir anda Dubai’nin göbeğinde bulabilirsiniz, araba ile
birilerinden kaçarken. Çok az araba sahnesi olan oyunlarda, ya araba çok kısa
bir süreliğine oyuncunun kontrolüne verilir, ya da keyifsiz bir sürüş deneyimi
ile bu sahne geçiştirilir, genelde bu sahneler oyunun genelinden kopuk olur.
Burada ise oyunla iç içe, gayet keyifli kaçma-kovalamaca sahnelerinden
bahsediyorum.
Bunun yanında yavaş çekimle ani baskınlar da, kurguda çok
kullanılmış. Kapıları açarken farklı seçenekler bulunuyor, kırmalı, patlatmalı
ve silahla kilide ateş edilen türden. Tabi ilk başta sadece basit tekme ile
kırma yöntemi kullanıma açık. Yavaş çekimlerde yaptığınız her bir 4’lü kafaya
isabet atışlar, yeni kapı açma yöntemini kullanıma sunuyor. Kovalamaca
sahneleri ve helikopterin içinde makineli tüfekle gökten mermi yağdırmak
dışında, tank ve roket yönlendirme sahnelerinin olmasını da isterdim açıkçası.
Bu eksiğini oldukça başarılı ara videolarla kapatıyor MoH Warfighter.
İlk oyunun en önemli eksiklerinden biri idi kötü yapay zeka.
Maalesef Warfighter’da da geri zekalı düşmanlar sizi bekliyor. Ellerinde her
türlü silah bulunan rakipleriniz, genelde sabırsız davranıyorlar. Diyelim bir
yere saklandınız, onlar da siper almış durumdalar. Birkaç saniye hareket
etmezseniz hemen çıkıp yanınıza geliyorlar, hareket etmemenizi geçtim;
olduğunuz yerden ateş etseniz bile mermilere göğüs germeyi düşünüp koşa koşa
üstünüze geliyorlar. Bomba attığınız zaman kaçmak yerine ya kendileri de bomba
atıyor, yada eğilip hemen diplerinde patlayacak bombadan yüzlerini korumaya
çalışıyorlar.
Bu geri yapay zekanın çatışma ortamlarını hiç etmesini
gerçekçi silah sesleri engelliyor. Gerçekten ses efektleri oldukça iyi, BF 3
kadar olmasa da iyi. Hemen arkasına saklandığınız duvara isabet eden ve
kulağınızın yanından geçen mermilerin çıkardığı sesler, sanki gerçekten de
çapraz ateş altında kalmışsınız gibi hissettirebilir ekran başında. Mermiler
size isabet etse de çok sorun değil, az dinlenip iyileşiverir karakteriniz.
‘Dinlen-iyileş’in biraz suyu çıkarılmış gibi. Grafiklerden bahsetmeden önce
müziklerin de olağanüstü olduğunu söylemeliyim; Ramin Djawadi ilk oyunda olduğu
gibi yine mükemmel eserler koymuş ortaya. Her biri ayrı ayrı dinlenesi
‘soundtrack’lere sahip yapım ve tanıtımlarda kullanılan, Linkin Park’ın MoH
için özel olarak ortaya çıkardığı ‘Castle of Glass’ adlı parça da muazzam.
Kullanılan renklerde göze çarpan ağırlıklı gri ton, yapımın
Frosbite 2 ile geliştirildiğini belli ediyor. Battlefield 3’teki kadar yumuşak
ve gerçekçi çizimler yok, ama Danger Close da bu motorla fena bir iş
çıkarmamış. Karakter modellemeleri ve haritalar oldukça iyi. Ancak şu grafik
hatalarından hala kurtulamamış yapımcılar. Hala iç içe geçen vücutlar, yok olan
cesetler ve yer altına girip çıkan nesneler göze çarpıyor. Bu tür görsel
sorunlar, Warfighter’ın kalitesini düşürmekten başka bir iş görmüyor elbette.
Silah çeşitliliği açısından fakir bir yapım, daha farklı silahlar kullanmak
isterdim. Aklıma takıldı yine, sınırsız mermi olanağı nedir ya?
Oyunun çoklu oyuncu modu çok yeni özellikler sunmuyor. Bu
bölümde hoşuma giden modlardan biri, 4 ayrı bomba noktasının olduğu ve sistemin
bunlardan birine rastgele bomba yerleştirdiği oyun. Taraflardan biri bu bombayı
etkisiz hale getirmeye çalışırken diğer grup bunu önleyip bombanın patlamasını
sağlamak zorunda. Bunun dışında BF 3 ve Crysis 2 karışımına benzer bir bayrak
oyunu bulunuyor. Kısıtlı süreler içinde bayrakları elde tutarak puan kazanmaya
çalışıyor takımlar. Ancak genel olarak sunucular boş, düzgün bir oyun keyfi
için uygun bir sunucu aramak zorunda kalabilirsiniz. Açıkçası çoklu oyuncu
modunu beğenmedim ve maalesef ki senaryo modu oldukça kısa sürüyor oyunun. Çok
fazla oyalanmazsanız 5 saate bitirebilirsiniz hikayeyi.
Kaynak: Pc Labs