Spartacus'ün Yaşamı ve Gerçek Hikayesi, War of the Damned Üzerine Veda Yazısı

4
Spartacus 10. ve son bölümü ile ekranlara veda etti. Bu hüzünlü vedanın ardından bazılarımız başka bir son hayal etmişti belkide fakat bu ancak hayalde kaldı. Dizinin senaristleri ve yapımcıları Spartacus'ün gerçek tarihi akışının dışına çok çıkmak istemediler. İsterseniz şimdi geçmişe gidip Spartacus'ün gerçekte hikayesini ele alalım.

Bazı eski kaynaklara göre Spartacus bir zamanlar Roma ordusunda askerdi ve askerlikten kaçmış daha sonra yakalanmış ve köle olarak satılmış. Satıldığı Ludus'tan (ludus: Gladyatör yetiştirme okulu) yanında bir grup gladyatör ve köle (yakalaşık olarak 77 kişi) ile kaçmış. Satıldığı ve daha sonra kaçtığı Ludus dizide de geçtiği gibi; Lentulus Batiatus'dur. Batiatus ludus'ından kaçıp Vezüv yanardağına sığınmış.  Sonrasında Roma bu kaçakları dikkate alamadığı için küçük bir birliği dağı kuşatmaları ve bu köleye Roma'nın büyüklüğünü göstermek istemişlerdir. Fakat Spartacus ve yanındakiler asma dallarından yaptıkları halatlarla kimsenin cesaret edemeyeceği bir şekilde uçurumdan inmişler ve kuşatmadan kurtulmuşlardır. Bu sırada Roma'da Spartacus adı konuşulmaya başlanmış, her bir kölenin ağzında Spartacus ismi duyulmaya başlanmıştı. Spartacus bu şanın verdiği güçle sayıları 100.000'i bulan kaçak kölelerden ve gladyatörlerden bir ordu yaratmıştır.
Yazımıza küçük bir ara verip Gladyatörlerden biraz bahsetmek istiyorum. Gladyatör latince kökenli bir sözcük olup aslı Gladiator'dur. Gladius olan kılıç kelimesinden türetilmiştir. Gladiator kılıç ustası demektir. Gladyatörler kaçak köle ve askerlerden oluşmaktadır. Gladyatörler Arena denilen bir tür hipodromlarda dövüşürlerdir. Arena'nn amacı Romalı halkın eğlenmesini sağlayarak devlet işleri üzerinde halkın bilincini kırmaktır. Böylelikle halk yeni çıkarılan bir verginin veya bir yasanın üzerine daha az düşünmeye başlayacaklardır. Evet bir yerlerden tanıdık geliyor değil mi ? Her neyse konumuzdan sapmadan devam edelim. Her Gladyatör'ün bir silahı olurdu (mızrak, kılıç vs.) genelde siperli miğfer kullanırlar ve üstleri çıplak dövüşürlerdi. Oyunlar ise genelde Yıl içinde Nisan, Temmuz, Eylül ve Kasım aylarındaki olmak üzere dört hafta içinde gerçekleştirilirdi. Oyunlar Büyük Sirk (Circus Maximus) ve Kolezyum'un (Colosseum) olarak bilinen ünlü ve bugün dünyanın yedi harikasından biri olan bu yerlerde düzenlenirdi. 
Colosseum
Evet Spartacus konusuna kaldığımız yerden devam edebiliriz. Spartacus Vezüv dağından kaçtıktan sonra birlikleri ile Lucania'ya doğru ilerlemiştir. Zorlu bir savaş sonucunda Publius Varinius'u mağlup etmiş ve Thuria ile Metapontion kentlerini yağmalamıştır. Bununla Spartacus artık Güney İtalya'ya egemen durumuna gelmiş oldu. Dizide de bu savaşı görmüştük. Bu yenilginin üzerine Roma tehlikenin boyutlarını öğrenmiştir ve Spartacus'ün üzerine iki konsülün önderlik ettiği birlikler göndermiştir. Spartacus onları da yendikten sonra Alplere doğru yol almıştır. Galya valisi kendisini durdurmaya çalışmış fakat yenilgiden başka bir şey elde edememiştir. Spartacus ve halkının yaptığı hatalardan birisi Alpleri aşıp dağılabilecekleri durumda iken sonlarını getirecek Roma'da kalmayı tercihinde bulunmuşlardır. Böylelikle tekrar güneye giden Spartacus Lucinia'ya dönmüştür. Burada Marcus Crassus ve lejyonlarına karşı sert bir şekilde savaşmış olsa da Crassus'un birliklerini yenmesi imkansızdır. Büyük kayıplar veren Spartacus kalan birlikleri ile Sicilya'ya geçmeyi planlamışladır. Dizide olduğu gibi korsanlarla anlaşmaya yapmışlardır. Fakat korsanlarla anlaşma yapmak zorunda kalmaları bir diğer hata olmuştur. Korsanlar sözlerinde durmamışlardır. Crassus Spartacus'ü kuşatmış olsa da Spartacus yetenekleri ve gücü sayesinde Crassus'un birliklerini yararak kaçmayı başarmıştır.   

Buradan sonrasında kesin bir bilgi yoktur iki durum söz konusu M.Ö 71'de Roma'dan ayrılmıştır veya savaş alanında ölmüştür. Savaşta öldüğü ihtimaline karşılık cesedi asla bulunamamıştır. Bu savaşın en acı tarafı ise yaklaşık olarak 6.000 kişinin Crassus tarafından ele geçirilmesi ve bu 6.000 kişinin ibret amaçlı Appia yolu boyunca çarmıha gerilmesidir. (Savaş tarihe III. Köle savaşı olarak geçmiştir. Bu savaşın önemi ise köleler ilk olarak silahlı ve düzenli bir birlik olarak ayaklanmış ve Romayı tehdit etmiştir.) Dizinin finalinde bunu hüzünlü bir sonla izledik. Gerçekte olan ile dizi arasındaki farklardan birisi de Spartacus'ün yanında adı Tarihe geçen Gauls Crixus'un ölümüdür. Bunu ise bir başka yazımızda kaleme alacağız. Spactacus'ün yanındaki tarihe geçen diğer kişilikler ise; Oenomaus, Romalı Castus, Gannicus. Bütün bu kişiliklerin hayatını ayrıca anlatacağız. Spartacus'ün ölümü kesin olarak savaşta olmasa da dizide güzel bir son yazılmış. Dizide gerçek dışı bir son istesek de (Spartacus'ün zaferi) tarihin akışına bağlı kalmaları yerinde olmuştur. Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere.

Yorum Gönder

4Yorumlar
  1. Güzel bir yazı olmuş spartacus'e selam olsun :)

    YanıtlaSil
  2. Bunları öğrenirken kendi tarihimizi öğrenemedik.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sen ögrenmeyen kim ögrenmedik derken şahsım adina ben daha om kendi tarihimize hakimim elimdden geldigi kadarıyla ...

      Sil
Yorum Gönder